İletişim, Öğrenme İlkeleri

1.Kaynak ve alıcı arasında iletişim kurulabilmesi için kaynağın göndereceği mesajın,alıcının duyu organlarından hiç olmazsa birini etkileyebilecek sembollerden oluşması gereklidir.
2.Mesajı alıcıya ulaştıracak iletici araç ya da yöntemlerin, alıcının duyu organlarından hiç olmazsa birini etkileyecek olanlar arasından seçilmesi gereklidir.

3.Mesajın alıcı tarafından anlaşılabilmesi için kaynak, mesajını alıcının çözebileceği,yani önceden öğrenmiş olduğu sembollerden yapılmış şifrelerle kodlanmış olmalıdır.

4.Kaynak ve alıcı birbirleri ile ilgili ne kadar çok bilgi sahibi iseler,aralarındaki iletişim o kadar iyi ve verimli olur.

5.Kaynak ve alıcının konuyla ilgili ortak yaşantı alanları ne kadar büyükse, aralarındaki iletişim o kadar verimli olur.

6.Kaynağın kendisi, alıcısı ve ileteceği konu ile ilgili bilgisi ne kadar çoksa,iletişim o kadar iyi olur.

7.Kaynağın kendisine,alıcısına ve ileteceği konuya karşı tutumu ne kadar olumlu ise,iletişim o kadar iyi olur.

8.Kaynak ve alıcının iletişim yetenekleri(uyarıcıları alma,algılama ve yanıtlama süreçlerini yürüten duyu organları,sinir,kas ve iç salgı sitemleri) ne kadar iyi gelişmişse,aralarındaki iletişim o kadar iyi olur.

9.Kendisi için yeni olan ya da geçmiş yaşantılarını oluşturmuş olanlara ters düşen uyarıcılar,alıcının dikkatini daha çok çeker.

10.Bilişsel kapasitenin sınırlarını aşmayan karmaşıklıklar alıcının dikkatini çeker.

11.Çok basitlik,aşırı düzenlilik ve tam simetri ilgiyi azaltır,biraz asimetri ve bir parça karmaşıklık ilgiyi uyandırır.

12.Alıcı,bir olayın en kısa yoldan ve en az karmaşık biçimde açıklanmasını,dolaylı ve daha karmaşık olarak açıklanmasına tercih eder.

13.Bir uyarıcıdaki belirsizlikler ne kadar azsa,o uyarıcının algılanması o kadar kolay olur.

14.Bir anda,daha önceden bilinen 7+-2 uyarıcı akılda tutulabilir.

15.Uyarıcılar benzerlik, farklılık,zaman ve yer bakımından yakınlıklarına göre gruplandırılarak algılanır.

16.Bilinmeyen cisimlerin büyüklükleri,yan yana bulundukları bilinen cisimlerin büyüklüklerine göre algılanır.

17.Alıcı için anlamı olan olgu ve olaylar daha çabuk öğrenilir,daha güç unutulur.

18.Sonu ödüllendirici olan öğrenmeler daha etkili ve daha kalıcı olur.
19.Öğrendiklerimizin %83’ünü görme,%11’ini işitme,%3,5’ini koklama,%1,5’ini dokunma,%1’ini tatma duyularımızla öğreniriz.

20.Öğrenme işlemine katılan duyu organlarının sayısı ne kadar çoksa,öğrenme o kadar iyi,unutma o kadar güç olur.

21.En iyi öğrenilen şeyler,kendi kendine yaparak öğrenilenlerdir.

22.En iyi öğretim,somuttan soyuta ve basitten karmaşığa giden öğretimdir.

23.Başka bir kişinin yaptıklarının gözlenmesi,gözlenen davranışların kazanılmasını ya da eski davranışların değiştirilmesini sağlayabilir.

24.Hangi yaşta olursa olsun,bir konuda yeni şeylerin öğrenilmesi somut mesajlarla başlayıp öğrenenin ilerlemesine paralel olarak yavaş yavaş soyutlaştırılan mesajlarla sürdürülürse,öğrenme daha iyi,unutma daha güç olur.

25.Hangi yaşta olursa olsun,bir konuda öğretim,yaparak-yaşayarak elde edilen yaşantılara doğru gitmelidir.

26.Dik ve yatay çizgiler,eğik çizgilere göre daha iyi ve daha doğru algılanırlar.

27.Doğrular,kırık ve eğik çizgilerden daha çabuk algılanır.

28.Gözümüz en çok sarımsı yeşil renge duyarlıdır.Spektrum üzerinde,bu noktadan iki yöne doğru gidildikçe,gözümüzün duyarlılığı azalır.

29.Tamamlayıcı renkler birbirinin yanında daha parlak görünür.

30.Çocuklar,ergenlik çağına kadar her gözledikleri şeyin ve her söylenenin doğru olduğuna inanırlar.

31.Zaman ve yer bakımından yakın olan iki olay ya da cismi birbirine bağlamayı öğrenmek,uzak olanları bağlamayı öğrenmeye göre çok kolaydır.

32.Aralarında bağ kurulacak şeyler ne kadar somutsa,bu bağın kurulması o kadar kolay,unutulması o kadar güç olur.

33.İki şey arasındaki ilişki öğrenen için ne kadar anlamlıysa,bu ilişkinin öğrenilmesi o kadar kolay olur.

34.Öğrenme sırasında yapılan yanlışların hemen söylenip düzeltilmesi,öğrenmeyi kolaylaştırır.

35.Öğrenen için henüz anlamsız olan bir konu alanındaki öğretimde tüme varım yöntemi,anlamlı olan bir konu alanındaki öğretimde ise tümden gelim yöntemi daha etkilidir.

36.Öğretim süresi içinde dağıtılmış olarak yapılan tekrarlar,aralıksız tekrarlara göre daha öğreticidir.

37.Öğretilecek materyalin düzeni ve bölümleri öğretme işleminin başında şematik olarak verilirse, öğrenme işi kolaylaşır.

38.Bir ünitenin başında ve sonunda öğretilen ögeler,ortadakilerden daha iyi hatırlanır.

39.Psikomotor beceriler ve ezberleme biçimindeki öğrenmeler,kavram ya da ilke öğrenmeye göredaha çok tekrarı,alıştırmayı gerektirir.

40.Öğrenilecek şeyler ne kadar yeniyse,öğrenme o kadar çok alıştırmayı gerektirir ve zaman alır.

41.Konuya başlarken ne öğrenileceği ile ilgili olarak verilen şema ile,bitirilirken verile özet,öğrenmeyi kolaylaştırır.

42.Uyarıcılar arasındaki farklar ne kadar büyükse,onları ayırt etmeyi öğrenme o kadar kolay olur.

43.Somut cisimlerin kavramları,soyut kavramlardan daha önce oluşur. Örneğin;yer kavramları sayı kavramlarından önce oluşur.

44.Kavramların,özelliklerinin toplam sayısı ne kadar azsa,öğrenilmesi o kadar kolay olur.

45.Çok sayıda ve değişik örnekleyenler kullanılırsa,kavramlar daha iyi öğrenilir.

46.Kavramları öğretmede, birbirinden çok farklı örnekleyenlerle başlanıp istenen derecede ince farkları olan örnekleyenlere doğru gidilmesi öğrenmeyi kolaylaştırır.

47.Çizgi resimler,karikatürler,şemalar ve diyagramlar gibi basitleştirilmiş örnekleyenler,kavramları

öğretmede gerçekçi resimlere göre daha etkilidir.

48.Kavramları öğretirken,örnekleyenleri birbiri ardınca vermek ve önce verilenleri kaldırmayıp sonrakilerle birlikte göz önünde bırakmak,öğrenmeyi kolaylaştırır.

49.Öğretme işleminde inanırlığı yüksek kaynaklar,inanırlığı düşük kaynaklardan daha etkilidir.

50.Önceden tanınma,beğenilme ve iyi bir fiziksel görünüm,kaynağın çekiciliğini artırır;çekiciliği çok

olan kaynaklar öğretme işleminde daha etkilidir.

51.Duyuşsal davranışları öğrenmede,etkin katılma, bilgiyi edilgin olarak algılamaya göre daha etkilidir.

52.Bir cismin ya da olayla ilgili yaşantıların çokluğu,ona karşı olumlu bir tutum oluşturmayı kolaylaştırır.

53.Kültürlü ve iyi eğitim görmüş kişiler,yenilikleri daha iyi kabul ederler.

54.Bireyler,ait oldukları ve ait olmak istedikleri grupların tutumlarından kuvvetle etkilenirler.

55.Grup tartışması ve kararları tutum değiştirmeyi kolaylaştırır.

56.Bireyler,çevrelerine tepkide bulunarak öğrenirler.

57.Öğrenme,bireylerin çevrelerinden algıladıkları ve onlara anlam verdikleri yöntemlerde değişikli-ğin yer aldığı etkin bir süreçtir.

58.İnsan,sonraki yaşantılarını öncekilere dayalı olarak düzenleyebilen uyumlu bir yaratıktır.

59.Her birey,değişik yaşantı dağarcığına sahip olduğu için,herhangi bir uyarıcıya karşı değişik tepkide bulunabilir.Bu nedenle,öğrenmede bireysel farklılıklar için önlem almak çok önemlidir.

60.Var olan yaşantılar,önceki yaşantılar tarafından etkilenir ve onlar üzerine kurulabilir.

61.Bir birey,içinde yer aldığı kültürel çevre tarafından biçimlendirilir.

62.İnsan,ilişkileri algılama ve etkinliklerine buna göre yön verme kapasitesine sahiptir.

63.Bireyler öğrenilecek konulara ilgi duyarlar ve güdülenirlerse,öğrenme kolaylaşır.

64.Öğrenmede uygulama önemli bir yer tutar.

65.Amaçlar ve gerçekler dizisine değişik özellikte bir amaç ya da gerçek eklendiğinde,dikkat ve ilgi genellikle artar.

66.Bir şeyin en yüksek düzeyde öğrenme ile başarılması isteniyorsa,o şeyin birbiri ile uyuşan parçalara ayrılması gerekir.

67.Öğrenmede transfer kendiliğinden olmaz.Bu bireyin bir konu ya da sorunun dayandığı ilkeleri ile gerçekleşir.